Yeni Kıdem Tazminatı Fonu neler getirecek?

650

İnsan Kaynakları Bilimi I Emre İnanç Karakaş | Blogger I İşe Alımcı I Eğitmen I İnsan Kaynakları Profesyoneli I Hayattaki Gerçek Yol Gösterici Akıl ve Bilim’dir.

4857 Sayışı İş kanunu eksikleri olmasına karşın temeli iyi bir kanundur. 4857’nin eksikliği ile ilgili daha önce bir makale kaleme almıştım. Makaleme buradan ulaşabilirsiniz. Son yıllarda kıdem tazminatı konusuyla ilgili değişiklik gündemdedir. Değişiklik henüz çıkmadığı için net bir görüşte bulunmamaktadır.

Kıdem tazminatı, belirli bir süre çalıştıktan sonra işine son verilen, emeklilik, erkekler için askerlik, kadınlar için evlilik veya çalışan tarafından haklı nedenle fesih yapıldığında; çalışana çalıştığı süreye göre, işverence topluca ödenen paradır.

Kıdem tazminatı genel olarak “Çalışanın Son Aldığı Brüt Ücret X Çalıştığı Süredir.” Tanıma bakacak olursak kıdem tazminatında çalışan haklı bir nedenle (Yani mobbing, taciz vb.) istifa etmezse veya işten çıkarılmazsa  tazminata hak kazanamıyor “Çalışanlar istifa ettiğinde kıdem tazminatı alamıyor. Biz bunun alınmasını sağlamak istiyoruz” diye bir istek var.

Bütün yaygara da bu “masum”istek karşısında çıkıyor anlayacağımız. Madem çalışanların kıdem tazminatını alması bu kadar önemli; yasayı “İşçiye, istifa ettiğinde veya işveren tarafından sözleşmesi feshedildiğinde Kıdem Tazminatı verilir” olarak değiştirin. Olsun bitsin. Gayet basit

Maalesef bazı(!) nedenlerden ötürü işler bu kadar basit olmuyor. Şu anda yapılmak istenen değişik Kıdem tazminatı konusunu Fona devredilmesi yönündedir. Anladığım kadarıyla genel olarak sistem şöyle işleyecek;

  1. İşveren her bir çalışanı için her ay devlete “kıdem tazminatı ödemesi” şeklinde bir ücret ödeyecek,
  2. Para fonda birikecek
  3. 5-10-15-20 yıl sonra çalışan isterse işverenle muhatap olmadan Fon’dan parasını alabilecek. (Umarım)

Kıdem tazminatı konusunda yapılacak olan değişiklik ister istifa edildiğinde ödensin isterse fona devredilsin; Türk ekonomisini zora sokacaktır.

Neden mi?

İşveren açısından incelediğimizde;

  • Çalışanlar için kurumda kalmanın çekiciliği azalacaktır,
  • Başka bir kurum 100,00 TL fazla ücret verdiğinde çalışan o kuruma transfer olacaktır,
  • Çünkü aldıkları bu küçük artış hem ücretlerini hem de fonda biriken tazminatı da etkilemektedir,
  • Bu durum turnover seviyesinin artmasına neden olacaktır,
  • Turnover arttığında işletmelerin eğitim, işe alım giderleri yükselecektir,
  • Çalışan sirkülasyonu fazla olduğu için örgütsel öğrenme yavaşlayacaktır,
  • Doğal olarak örgüt hafızası zayıflayacaktır,
  • Çalışan sirkülasyonu nedeniyle kurum kültürü oluşamayacaktır,
  • Bu durumda üretilen ürün veya hizmetin kalitesi düşürecektir,
  • Eğitimsiz çalışanlar sebebiyle iş kazalarında artış olabilecektir,
  • Dışarıdan temin edilen sektör deneyimli çalışanlar geldikleri kurumun kültürünü getirecektir. Bu durumda çatışmalara neden olacaktır,
  • Ulusal ve global ölçekte kurumlar bu dolaylı etkiler yüzünden rekabet edemez hale gelecektir.

Çalışanlar açısından incelediğimizde;

  • Örgütler daha kolay işten çıkarma yapabileceklerdir,
  • İşe iade davası kazanılsa bile 1 yıl sürdüğü düşünülürse; çalışan bu süre içerisinde “yalnız” kalacaktır,
  • Kredi, kredi kartı, faturalar düşünüldüğünde dolaylı olarak daha yüksek bir maliyete katlanmak zorunda kalınacaktır,
  • Kıdem tazminatı fonda olduğu için istifa etmeniz de kolay olacaktır,
  • Bu durum sebebiyle daha sık iş değişikliği yapabilirsiniz,
  • Çok sık iş değiştirmekte iş görüşmelerinde olumsuz bir etki bırakacaktır,
  • Türkiye’deki fonların ömrü düşünüldüğünde paranın geç veya eksik alınması gibi risklerde mevcuttur,
  • Piyasalarda rekabet edemeyen kurumlar sebebiyle işsizlik artacak bu durumda ücret seviyelerinin düşmesine neden olacaktır,

Konuya ister işveren, ister çalışan penceresinden bakın; kıdem tazminatının fona devredilmesi veya istifa halinde ödenmesi konusu ekonomimizi zora sokacaktır. Çünkü kıdem tazminatı yasası çıkarılırken amaç; işveren karşısında güçsüz olan çalışanların tazminat ile elini güçlendirmekti. “İsteyen istediği yerde çalışabilir. Haydi kavimler göçü başlasın” derseniz; o zaman yukarıdaki maddeler kurumları ve çalışanları zora sokacaktır.  Açıkçası bir İK Profesyoneli olarak Kıdem tazminatı konusunun değiştirilmesine karşıyım. İşveren, çalışan, kurum yöneticileri bu sisteme alışmışken değişiklik yapılması fizibil gelmiyor. Amerikalıların güzel bir lafı vardır; “Don’t Fix It if It Ain’t Broken” Anlamı, bozuk değilse tamir etme!

Çalışanlara iyilik mi yapılmak isteniyor? Lütfen kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alın ve çok sık denetim yapın.

Emre İnanç Karakaş 
İnsan Kaynakları Profesyoneli

Yanıtlayın / Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.