Employer Brand Summit 2020’de neler konuşuldu?

19,810

İşveren Markası denince akla gelen ilk ve en önemli zirvelerden biri olan Employer Brand Summit, 7 Mayıs’ta “Symphony of HR” konseptiyle online olarak gerçekleşti. En içten teşekkürlerimle, 3 senedir davet almama rağmen, ya şehir dışında olduğum ya da şirkette inanılmaz önemli olaylar olduğu için izin alamayıp katılamadığım zirve, bu sene karantina önlemleri sebebiyle online olarak gerçekleşti. Ben zirveye değil, zirve eve geldiği için izleme şansı bulabildim sonunda 🙂

Her ne kadar birebir iletişim tadı ve network şansı vermese de fayda sağlayacak edinimlere sahip olduk. Katılımcı şirket temsilcileri, içinde bulunduğumuz özel dönemi odak noktasına alarak, pandemi sürecinde aldıkları kararlar, yaşadıkları deneyimler ve pandemi sonrası “yeni normal” kavramına adapte olmak için planladıkları uygulamalardan bahsettiler. Bunların haricinde, işveren markası oluşturmaya ve mevcut olanı iyileştirmeye yönelik önemli püf noktalarından bahsettiler.

Employer Brand Academy Türkçe Sertifika Programı

EBS’de ilgimi çeken birkaç başlık ve içerikleri hakkında derlediklerimi sizinle paylaşmak istiyorum:

Kincentric Çalışan Deneyimi Danışmanı Seçkin Karataş, olağanüstü bir çalışan deneyimi yaratmak için ipuçları veriyor. İnsanın bir şeyden tatmin olması için beş duyusuna hitap etmeli! Bu söze verdiği şarap örneği ilgimi çekti 🙂 oldukça haklı.

Olağanüstü bir çalışanın sahip olduğu 3K/3S;

  • Şirket ve işi hakkında olumlu konuşur: “Konuş” – “Say”
  • Şirkette daimidir: “Kal” – “Stay”
  • Şirkete katma değer sağlar: “Kalkındır” – “Strive”

Olağanüstü bir çalışan deneyimi yaratmak hızlı ve kolay bir süreç değildir. En iyi işyerlerinde bile şikayet edenlerin oranının %8 civarlarında olduğunu düşünürsek, sabırla organizasyonel başarıyı hızlandırmak için uğraşmak önem taşıyor.

Olağanüstü bir çalışan deneyimi yaratmak için, strateji, sürekli diyalog ve çalışan odaklı bir yaklaşım benimsenmelidir. Çevik bir yaklaşımla, etkileşimli liderlik anlayışı içinde ekiplerin gücünü açığa çıkaran yeteneklere odaklanılmalıdır.

Seçkin Karataş sunumunu olağanüstü bir deneyim için belirttiği en iyi beş ders ile sonlandırıyor:

  1. Strateji araştırmayı kahvaltıda yer 🙂 yani anlamsız bir strateji araştırmayı da anlamsız kılabilir. Strateji öncelikli adımdır.
  2. Neden sonuçlarla geliştirebileceğiniz hipoteziniz olsun.
  3. Daha çevik olmak için çalışan deneyimini ölçümlemelisiniz.
  4. Gelişen teknoloji ve alınan aksiyonlar çalışan deneyiminin başlangıcıdır. Çalışan deneyimini esasen yine çalışanlar birbirlerine ulaştırır.
  5. Bu süreçte İK tek başına yeterli değildir, fakat yönlendirici pozisyonundadır.

Linkedin Güneydoğu Avrupa Bölge Müdürü Cihan Ak, iletişimin öneminden bahsederek, Linkedin 2020 raporlarına göre, şirketlerde önem verilmesi gereken konulardan çalışan deneyimi, nesiller arası fark, iç terfi imkanları ve İK profesyonellerinin verilerle konuşması sonuçlarının ortak noktasının empati olduğuna dikkat çekiyor.

Pandemi sürecinde “yeni normal” ile kendini gösteren esnek çalışma koşulları ve buna yönelik çalışan deneyimleri ile ilgili birtakım verilere değinen Cihan Ak, çalışan deneyimini etkileyen faktörler için en önemli 4P üzerinde duruyor.

  • People (İnsan) – Çalışanların yöneticiler, ekipler ve liderler ile nasıl bir ilişki ve paylaşım içinde olduğu; müşteriler ve tedarikçiler ile etkileşimi vb.
  • Place (Mekan) – Çalışılan fiziksel ortamın durumu, esnek çalışma şartları sonucu iş-özel yaşam dengesinin kurulamaması vb.
  • Product (İş tanımı) – Çalışanların ne kadar tatmin oldukları, beklentilerin ne derece karşılandığı, doğru iş tanımıyla doğru yeteneğin eşleştirilmesi vb.
  • Process (Süreç) – Çalışanların nasıl terfi aldıkları, performans değerlendirme sistemleri, kullanılan araçların hayatı ne kadar kolaylaştırdığı, iş yaparken içinde bulunulan süreç vb.

Cihan Ak sunumunu, pandemi sürecinde daha iyi bir çalışan deneyimi sunmak için önerileri ile bitiriyor. Çalışanlarınızla etkileşimi artırın. İletişim kurduğu kişi sayısını artırın, İK ve üst yöneticilerle etkileşimlerini sağlayın. Değişimi kabul edin ve hoşgörüyle karşılayın. Çalışanlarınıza yatırım yapın. Yeni beceri ve yetkinlik kazanmalarına destek olun. Katı olmanın sırası değil, esnek davranın. Çalışanlarınızı dikkatle dinleyin, değer verdiğinizi gösterin. Çalışanlarınıza sorumluluk bilinciyle yaklaşın. Ve bu yolda “beraber” olduğunuzu hatırlayın.

Ve daha nice bilgi mevcuttu zirvede.

İçinde bulunduğumuz dönemde, “yeni normal” süreç için şirketlerin sahip olması gereken adaptasyon becerisi, çeviklik, esneklik, teknoloji, dijital dönüşüm, kriz yönetimi, dinamizm ve iletişimin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. İyi bir işveren markası yaratmak için iyi bir çalışan deneyimine sahip olunması, bunun için de insanın odağa alınması gerektiğinin önemini tekrar hatırlamış olduk.

Sağlıklı günler dilerim.

Sevgiler.

Blogum için www.cansuerdogan.com

Yanıtlayın / Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.